Gözde Özbek, Uzman Klinik Psikolog
Freud’un psikanalitik tedavi sürecinde uygulamaya dair önerileri, birçok psikoloğun ve psikolojik terapiyle ilgilenen kişinin merak ettiği soruların yanıtlarını vermiştir. Terapistler nasıl hastalarını zihinlerinde tutarlar ve tutmalıdırlar; terapide not almak; kendi terapi sürecinden geçmiş olmak neden önemlidir ve seanslarda ne kadar kendimizden bahsetmemiz gerekiyor gibi soruların yanıtlarını sağlamıştır. Unutulmaması gereken bu teknikler psikanalitik bir çalışma için geçerlidir.
- Psikoterapide her şeyi hatırlamak nasıl mümkün?
Hastanın hikayesindeki isimleri, verileri, anıları aylar ve yıllar boyunca bellekte tutmak ve karıştırmamak gereklidir. Peki günde birden çok hasta alırken bu nasıl mümkün olacak?
Freud bunun için izlenmesi gereken yolun, tüm bellekte tutmaya yarayacak yardımcı araçları – hatta not almayı – bir kenara bırakıp kişiyi “aynı serbest ve dalgalanan dikkatle” dinlemeye dayandığını söyler.
Eğer analist belleğine belirli şeyleri, yani dikkatini çeken noktaları kaydederse yapılmaması gerekeni yapmış olur. Bu durumda kişinin anlattıklarını kendi eğilimlerine ve “tanısına” göre dinlemiş olur ve gerçeği çarpıtmış olur.
Her şeye eşit ölçüde dikkat edilmesi, danışandan edilenden aklına gelen her şeyi seçmeden, olduğu gibi anlatmasını istemenin mecburi karşılığıdır. Bu durumda terapistin dikkati bilinçli olanla sınırlandırılmayarak dinlemeyi bilinçdışı belleğe bırakır – “…he should simply listen and not bother about whether he is keeping anything in mind.”
Bu sayede dinlenilen malzemenin çağrışım yapılabilen ya da şimdi de işlenebilen kısımları bilinçle yorumlanabilir. Diğer kısımlardakiler ise bağlamsız kaotik bir düzen içinde terapistin zihninde önce dibe çökmüş gibidir, ancak analiz edilen hasta onların ilişkilendirebileceği yeni bir şey söylediğinde hemen bellek yüzeyine çıkar.
- Psikoterapist not tutar mı?
Freud’a göre kapsamlı notlar tutulması ve hastanın her dediğinin yazılması bir ilişkide bir kısıtlamaya neden olmaktadır. Bu durum hastanın çağrışımlarının önünü kesmekte ve rahatsız etmektedir. Freud, Kendi deneyiminde hastalar özellikle ağır travmatik bir deneyim anlatmak istediğinde not almamasını rica ettiklerini aktarmıştır.
Öte yandan, not alma terapistin dikkati açısından da sorun yaratmaktadır. Not alırken psikolog, belirli bir malzemeyi seçmekte bu durumda her şeyi dinlemeyi imkansız kılmakta ve ilişkiye zihinsel bir süreç sokarak bilinçdışı dinlemenin önünü kesmektedir.
Ancak Freud, istenilirse tarihler ve düşler gibi bağlamdan kolayca kopabilecek durumların hasta ile görüşmeden sonra not tutulabileceğini aktarmıştır.
Not almak dinlemede bir mesafe almaktır. Dinlemenin ve deneyimsel bir sürecin içerisine bilişsel bir süreç eklemektir. Eğer terapist hazır hissediyorsa not almayı bırakması dinlemesi açısından çok daha farklı olacaktır.
- Kendi terapimiz?
Freud analistin analizi olarak tanımlamış olsa da, günümüzde bütün terapistler için bu durumun geçerli olduğundan bahsetmemiz gerekmektedir.
Psikanalitik terapide psikoloğun kendi bilinç dışından bir araç olarak yararlanmasından bahsediliyorsa, terapistin kendi bilinçdışı dirençlerinin gizil yanlarının farkında olmasını söyler. Terapistin kendi bireysel deneyimi yoluyla, kendilerinin analizini deneyimlemelerinin çok önemli olduğunu vurgulamaktadır. Ayrıca terapistin kendi çalışmasındaki ruhsal ilişkini kazanımını da göz ardı etmemelidir.
Terapist, kendi analizi/terapisi içinde sürdürmeli ve dışarıda olduğu gibi içeride de yeni şeyler bulmayı bekleyebilmeli. Kendi terapinize gitmemek karşı aktarımı arttırır ve çalışmalarınızı limitler.
- Seanslarda ne kadar kendimizden bahsetmeliyiz?
Freud, analisti “opak olmalı; bir ayna gibi kişinin kendisinin gösterdiğini ona yansıtmalı” şeklinde tanımlamıştır. Kendisi çalışmalarında buna çok fazla uymamış olsa da çok önemli bir noktanın altını çizer. Analistin kendisinden bahsettiği durumlar olabileceğini ve bunun teknik olarak bir hedef doğrultusunda kullanılabileceğini, fakat bunun asla hastanın direncini kırmak için kullanılmaması gerektiğinden bahseder.
Salman Akhtar’ın Psikanalitik Bakışlar’daki (Tekin-siz Evren’20) konuşmasında pandamı sürecinde terapistin ne yaşadığıyla ilgili ne kadar örnek verilmesini bir örnekle aktarmıştır.
Örneğin; kolunuz kırıldığında, hasta sizi bu şekilde gördüğünde ve neyiniz olduğunu sorduğunda kolunuzun kırıldığını söyleyebilirsiniz. Hastanız canınızın acıyıp acımadığını sorduğunda, biraz rahatsız olduğunuzu ancak iyileşeceğini söyleyebilirsiniz. Ancak, nasıl kırıldığını sorduğunda cevap vermemeniz gerekir, çünkü bu artık hastanın fantezisidir. Kocanız mı dövdü, araba mı çarptı, düştünüz mü.. Bu örnekte ‘nasıl’ olduğunu cevaplamamak önemlidir.
Pandemide online yaşama geçildiğinde terapi odasında olmayı kaybettiğimizi kabul etmek de gerçekliği kabul etmek demektir. Evet, odada olmayı kaybettik, online terapi olarak seanslarımızı yapıyoruz ve bu geçici bir şey, ama bunu nasıl deneyimlediğimiz bizimle ilgili ve bunu aktarmak danışanın yararına bir bilgi değildir ve çağrışımları keşfetmenin önünü keser.
REFERANSLAR
Thompson, M., & Leavy, S. (1994). Freud’s “Recommendations to Physicians Practising Psycho-analysis” (1912). In The Truth About Freud’s Technique: The Encounter With the Real (pp. 145-154). New York; London: NYU Press. Retrieved January 30, 2021, from http://www.jstor.org/stable/j.ctt9qfvqq.26