Psikanalizin depresyon literatürüne en önemli katkısı Sigmund Freud tarafından özellikle “Yas ve Melankoli” adlı makalesinde yapılmıştır. Freud(2019) yas ve melankoli arasındaki farklılıkları klinik bir çerçeveye oturtur ve bu sırada depresyonun (ya da eski adıyla melankolinin) nasıl nesne ilişkileriyle ve libidonun gerilemesiyle oluştuğunu anlatır. Bu makalede depresyonu psikanalitik açıdan anlamaya yardımcı olacak kavramları açıklarken Freud’un melankoli kavramını incelemek gerekir.
Öncellikle, Freud depresyon çerçevesini çizerken özellikle libido ekonomisi kavramına atıfta bulunuyor. Freud (2015) libido ekonomisi kavramını “Narsisizm Üzerine” adlı makalesinde tanıtıyor. Freud’a göre libido iki parçaya bölünmüştür; ilki narsistik libido, bu da egonun kendine yönelik olan arzusudur; diğeri ise nesne libidosudur, bu da egonun dış dünyaya ve nesnelere karşı yönelttiği arzusuyla alakalıdır. Nesne libidosunda örnek olarak ise “anneye karşı duyulan arzu” ya da “korumacı babaya karşı duyulan arzu” verilebilir (p. 36-37). Freud (2019) “Yas ve Melankoli”de ise libido ekonomisi kavramını yas ve melankoli kavramlarını ayrıştırmak için kullanıyor. Yasta sevgi nesnesine yatırılan libidonun nesne kaybından sonra nesnede, geçici bir süre için takılı kalmasıdır. Yastaki ego, gerçeklik sınamasından sonra gerçekliğe saygı göstererek kaybı kabullenir ve libidonun çekilmesini talep eder ama bu kaybın yarattığı “fakir ve boş dünyayı” beraberinde getirir (p. 10-12). Bu pek de arzulanabilir olmayan dünya algısı nesne libidosunun azalması ve narsistik libido olarak egoya dönmesiyle açıklanabilir. Melankolide ise fakir ve boş olan şey egonun kendisi olmuştur. Yani yastan farklı olarak nesne libidosundaki değişiklikten daha çok egodaki artık narsistik libidonun etkisini görebiliyoruz. Freud’a (2019) göre melankolinin ayrıcı özelliği acı veren derin keyifsizlik, dış dünyaya ilginin kaybolması (nesne libidosunda azalma) ve benlik saygısıyla özgüvenin azalmasıdır (p. 10). Burada bir kez daha görüyoruz ki yastan farklı olarak nesneye atfedilen değerden daha çok kişinin kendisine yönelik atfettiği değerlerin yarattığı bir ızdırap söz konsudur. Böylece, libido ekonomisindeki değişimin kişiler arasında benzer mekanizmaların nasıl farklı yansımaları olduğunu görüyoruz.
İkincil olarak, egonun vicdan ve nesneyle ilişkilenme biçimi depresyonu anlayabilmek için önemli birer araç. Freud(2001) “Uygarlığın Huzursuzluğu” adlı kitabında vicdanın oluşumundan bahseder. Korumacı babaya karşı duyulan arzuyla kastrasyon içselleştirilir ve böylece toplumun değerlerini ve yasayı da içselleştirmiş olur (p. 15). Bu oluşan vicdan kişinin öz-denetim mekanizmasını oluşturur ve her eylemini ve de düşüncesi üzerine iktidar kuran görünmez bir yargıç görevi üstlenir. Depresyonda ise egonun kendi kendini yargılaması söz konusudur. Nesneye yatırılan libidonun egoya geri dönmesiyle beraber libido, başka bir nesneye kaydırılamamış ve kaybedilen nesne ile özdeşleşmesine neden olmuştur. Vicdan mekanizması ise egonun nesne ile özdeşlesen kısmını kaybedilen nesne gibi yargılamıştır (Freud, 2019, p.15). Yani, egonun kaybedilen nesneye yatırılan nesne libidosu narsistik libidoya dönüşmüş ve kişinin öteki hakkındaki nefret duygulanmalarının kendisine dönmesine neden olmuştur. Ego içinde psikotik denebilecek bir yarılma (splitting) oluşmuştur ve vicdan mekanizması gerçeklikten kopuk bir şekilde egoyu yargılamaya başlamıştır. Bu da dış dünyanın fakir ve boş olarak algılanmasına neden olmaktadır. Bu mekanizmanın bir örneği Yusuf Atılgan’ın(2020) “Anayurt Oteli” adlı romanında görülebilir. Romanın ana karakteri Zebercet işlettiği oteldeki temizlikçi kadın ile beraber olduktan sonra onu boğarak öldürür. Sonraki gün adliyedeki bir duruşmaya izleyici olarak gider. Duruşmada sanık, karısını boğarak öldürmüştür. Bir iç hesaplaşma sonucunda Zebercet kendini asarak intihar eder. Bu romanda da Zebercet’in mahkeme salonuna gitmesi depresyondaki bir oto-yargı örneğidir. Temizlikçi kadına karşı olan nesne libidosu onu öldürdükten sonra geri çekilince egoya döner ve ona karşı olan sadistik duyguları kendisine yönelir. Böylece mahkemeye giderek ego kendini yargılar ve Zebercet’in kendini öldürmesine neden olur.
Sonuç olarak, depresyonun Freud’un libido ekonomisi kavramlarıyla nasıl açıklandığını ve de geri çekilen libidonun egonun nesneyle özdeşleşmesiyle beraber vicdan mekanizması tarafından yargılanmasını açıkladım. Freud’un yarattığı çerçeve sistematik bir şekilde depresyonun bir kısmını açıklasa bile eksik kaldığı noktalar var. Mesela günümüzdeki tanı sistemi içinde olan “çift depresyona” bir açıklama getirmemektedir. İleri incelemelerde depresyonun farklı türleri için psikanalitik yorumlar getirebilmek için çalışılabilir.
Yazar: Gökberk Kaya, Stajyer Psikolog
Düzenleyen: Gözde Özbek, Uzman Klinik Psikolog
Referanslar:
Atılgan, Y. (2020). Anayurt Oteli. Can Yayınları.
Freud, S. (2019). Yas ve Melankoli. (L. Uslu, Trans.). Cem Yayınevi.
Freud, S., & Strachey, J. (1962). Civilization and its Discontents. Norton.
Freud, S., Büyükkal Banu, Tura, S. M., Tükel Raşit, Freud, S., & Bloch, D. (2015). Narsizm üzerine ve Schreber Vakası. Metis.